25 Haziran 2012

De Nieuwe Kerk ( Yeni Kilise)





De Nieuwe Kerk (Yeni kilise) uzak ülkelere, dini inaçlara veya diğer medeniyetlere ait kültürel hazinelere ait etkileyici sergileri ile ün yapmış durumda. Kraliyet sarayının hemen yanında bulunan bu tarihi bina, sergiler bir tarafa sadece kendi güzelliği ile de oldukça etkileyici. Amsterdam’daki en eski kiliselerden olan bu bina da ayrıca, Hollanda Monarşi devletinin göreve başlama törenleri de yapılmaktadır. Ayrıca, yılda bir kez, yirminci yüzyılın savaş mağdurlarını anma törenleri yine bu kilisede yapılmaktadır. Daha fazla bilgi için İngilizce ve Hollandaca versiyonları olan websitesini ziyaret edebilirsiniz : www.nieuwekerk.nl













19 Haziran 2012

Paradiso: Efsaneleşmiş bir gece kulübü

1968 yılında açılan Paradiso sahnesi aslında eski bir kilise. 



Fakat burada konser veren Jeff Buckley, Pink Floyd, The Pretty Things ve niceleri sayesinde zaman içinde efsaneleşmiş bir gece kulübü. İlk açıldığı dönemde psychedelic tayfanın, hippilerin yuvasıyken şimdilerde bir pop tapınağına dönüşmüş. 



 Paradiso, Bir Amsterdam Sahnesi (Paradiso, An Amsterdam Stage Affair) filmi:



 Filmin yönetmeni Jeroen Berkvens, Documentarist kapsamında John Appel ile birlikte Yaratıcı Belgesel Geliştirme Atölyesi verdi. Gösterimin ardından izleyicinin sorularını cevapladı ve filmle ilgili bilgi verdi. Böyle bir gece kulübünün belgeselini çekerken ya tarihi ya da deneyimlere dayanan bir perspektif izlemesi gerektiğini, ikincisini tercih ettiğini belirtti. Paradiso’yu betimlemek için 20’den fazla müzisyenin performans ve röportajlarına yer verdiği filmde Berkvens, sanki bütün müzisyenler aynı gün içinde Paradiso’da sahne alıyormuş gibi göstermeyi amaçlamış. Paul Weller, Martha Wainwright, Faithless, Patrick Watson, Daniel Johnston, Tindersticks, The Sonics, The Stranglers, Sigur Rós filmde performanslarına ve kulis muhabbetlerine tanık olduğumuz müzisyenlerden sadece bazıları. Filmin temposunu hep aynı seviyede tutmak Berkvens’in montaj aşamasında karşılaştığı en büyük zorlukmuş. Filmin üzerinde tam 3 sene çalışmış ve ortaya kesinlikle izlenmesi gereken bir müzik belgeseli çıkmış.Müzisyenlerin sahneye çıkmadan önceki duygusal süreçlerini izlemek büyük keyif.

12 Haziran 2012

Kraliçemiz Beatrix Türkiye’ye gidiyor





Hollanda Kraliçesi Beatrix, Türkiye-Hollanda Diplomatik İlişkilerinin 400. Yıl kutlamaları nedeniyle iki günlük ziyaret için Türkiye’ye gidiyor. Kraliçe Beatrix’in, Çarşamba günü Ankara’da başlayacak olan ziyareti, Perşembe günü de İstanbul’da devam edecek.

10 Haziran 2012

Pucca: AMSTERDAM’DA DÖRT SAFTiRiK


PUCCA

AMSTERDAM’DA DÖRT SAFTiRiK 


Arkadaşlarla toplandık, paraları birleştirdik ve Amsterdam’a doğru yola çıktık. Beraber en uzak Kadıköy’e gittiğimiz yapışık bir grubuz. İlk kez bu kadar uzağa gidiyorduk, o yüzden acayip heyecanlıydık. Daha uçağa binmeden başladı heyecanımız, üç dakikada bir çığlık atıp birbirimize sarılmacalar, yapmacık yapmacık “Canım sen pencere kenarında otur” deyip, önden koşmak için depar atmalarla vakit geçiriyorduk. Başımıza geleceklerden habersiz bindik uçağa, gazete değiş tokuşları, nerelere gideceğimizin planları derken ulaştık gideceğimiz yere. Yalnız bir sorun vardı, saat 22.00 ve hava bildiğin aydınlık! Aydınlık olması sorun değil, deli soğuk. Biz de Antalya’ya tatile gider gibi şort, sandalet giymişiz. Valiz dersen, içerisinde hırka bile yok. Gelmeden önce onca barı, gece hayatını araştırırken bu detay nasıl hepimizin gözünden kaçmış anlamadık. ‘Günahkârlar şehri’ Geldik kalacağımız yere, popomuz rahat etsin diye ev tutmuştuk orada. Ama bir gör, o nasıl güzel bir ev, nasıl şirin. İlk gece attık kendimizi dışarı, taksiye bindik. Taksici amca Türk çıktı, bize yol boyunca nasihat verdi: “Buraya tatile gelmeyin, günahkârlar şehri burası, hele şu taraftaki kırmızı ışıklı yerleri hiç gezmeyin. Aman diyim ha!” Taksiden indik. O kırmızı ışıklı yere doğru anında koştuk. Red Light, dar sokaklarıyla karşımızdaydı. Cillop gibi kızlar, her tarafı camdan odalardan ‘gel gel’ yapıyor. Bu işin kadın hakları bölümünü uzun uzun kızlara bakıp tartıştıktan sonra, fotoğraf çekmek için hamle yaptık ki üzerimize buldozer gibi bir adam geldi. Elimizden makineyi alıp, ayağının altında parçalamaya başladı. İlk başta bir atarlandık, el kol dalıyorduk ama amcanın başka arkadaşlarının arkadan geldiğini görünce “Siz de haklısınız, ya işiniz bu” yalakalığımızla kaçtık. Bir yerlerde bir şeyler yiyip, içip eve dönmek için yola çıktık. Bu arada hâlâ soğuktan donuyoruz. Birbirimize öyle sarılmışız ki ten teni ısıtır olayının deneyini yapıyoruz adeta. “Enerjimizi yarına saklayalım” diye eve doğru gitmeye karar verdik. Yine Türk taksici Bindik taksiye, taksici bu kez başka bir Türk çıktı, adresi verdik, bizi bir yerde indirdi. Kafamız mı çok güzeldi bilmiyorum ama indiğimiz yer evin orası değildi. Öyle ki evlerin hepsi de birbirine benziyor ama bizim ev yok ortada. Apartmanlara tek tek bakıyoruz, yok! Bu kez başka taksiye bindik, adresi gösterdik. Önceki adam bizi yanlış yerde indirmiş, bu seferki Allah’tan Türk çıkmadı, navigasyon kullanıyordu çünkü. Bizi başka bir yerde indirdi. Evet bu sokak bizimkine benziyor ama bu sefer ev diye düşündüğümüz yere anahtarı deneme cesaretimiz yok, çünkü numara yok. Her evin önünde numarası var, bizimki düşmüş. Ya değilse, bu kez kesin ama kesin dayak yiyeceğiz. Dayak yemeyi göze alamadık, sabahın olmasına da birkaç saat vardı, sokağın başındaki banka geçtik, birbirimize sarılarak uyuduk. En son ölüyorum zannediyordum ki soğuktan, sesler duymaya başladım. Gözlerimi açtım ki, o gece bomboş olan sokak olmuş pazar yeri! Biz uyuduktan sonra bizi gelip taşımadılarsa bildiğin pazarın ortasında uyumuşuz. Sonra ilk iş kendime pazardan mont ve çizme aldım. Ardından da evin kapısının fotoğrafını çektik. Kalan günleri de anlatmak isterdim ama inanın hiç enerjim yok.

6 Haziran 2012

“Amsterdam: The Brief Life of a City”





Amsterdama kendinizi kaptırmadan önce ünlü Hollandalı yazar Geert Mak’ın “Amsterdam: The Brief Life of a City” kitabını okumanız, şehirle olan ilişkinize bir başlangıç olacak ve şehrin size katacaklarını kat be kat artıracaktır.

3 Haziran 2012

KANALLARDA TEKNE GEZİSİ




O kadar çok ve güzel kanallar var ki, Kuzeyin Venedik’i de deniliyor, bu şehre. Amsterdam kanalları sahip olduğu olağanüstü güzellikleri ile Unesco Dünya Miras Listesi’nde de yer almaktadır. Kanal halkası: birbirinin etrafına dizilmiş, dört kanaldan oluşmakta. Bir zamanlar, ortaçağ kentinin dış duvarları olan Singel ile Amsterdam’ın “Altın Çağ” ında inşa edilen Herengracht, Keizergracht ve Prinsengracht Kanalları, Grachtengordel olarak bilinen halkaları oluşturur. Kentin batısında ve doğusunda birbirine paralel olarak uzanır. 




Kanallarda, tekne gezintisi yapabilirsiniz. Bu tekne turu ile, Amsterdam’ı en iyi şekilde görebilir, kentin güzelliklerinin tadını çıkarabilirsiniz. Birçok farklı kanalın içenden geçerek, kanallar hakkında bilgi veren bu güzel tur, hem tarihi hem de belli bir miktarda romantizmi aynı anda yaşatıyor.




2 Haziran 2012

Sensation White 2012 Amsterdam Biletler



Dünyanın en büyük parti organizasyonu “Sensation White”ın en meşhur partisi 07 Temmuz ‘da Amsterdam’da. Sınırsız eğlenceye hazır mısınız?





Sensation White Party 2000 yılından beri Hollanda, Polonya, İspanya, Romanya, Avusturya, Şili, Brezilya, Almanya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Rusya, Danimarka, Litvanya ve daha birçok ülkede düzenlenmiş, gelmiş geçmiş en büyük parti organizasyonu olan Sensation White’ın organizasyonu yine büyük ses getirecek. Her etkinlikte ortalama 45.000 beyazlar içindeki katılımcıya ve Armin van Buuren, Tiësto, André Tanneberger, Darren Emerson , David Guetta, Deadmau5, Erick E, Erick Morillo, Ferry Corsten, Marco V, Paul van Dyk, Johan Gielen, Sander Kleinenberg, Steve Angello, Fedde Le Grand, Sebastian Ingrosso, Sander van Doorn, Mason, Felix Da Housecat, Laidback Luke , Tocadisco, Chuckie, Swedish House Mafia, Sunnery James - Ryan Marciano, Joris Voorn ve Rank 1 gibi tarzlarının en iyi DJ’lerine ev sahipliği yapan Sensation White, bu eşsiz organizasyonda da birbirinden başarılı DJ’lere yer verecek
.

http://www.sensation.com/netherlands



Amsterdam Gece Turu






1 Haziran 2012

Amsterdam Gay Pride 2012 ye Türkler renk katacak





Amsterdam'da yapılan dünyanın en büyük eşcinsel geçit törenine bu yıl Türklerinde katılacağı açıklandı.

 Amsterdam Gay Pride 2012 ye Türklerde katılıyor Dünyanın en renkli karnavalları arasında gösterilen ve Eşcinsellerin tekne üzerindeki geçiş törenine dünyanın farklı ülkelerinden gelenler ile birlikte 300 ile 400 bin kişi katılmakta. Bu sene 28 Temmuz’da başlayacak Amsterdam eşcinseller etkinlikleri 5 Ağustos’a kadar sürecek. Tekneler ile geçiş töreni ise 4 Ağustos Çarşamba günü yapılacak. 80 özel hazırlanmış tekneye ile gerçekleştirilen yüzüşte, bu sene teknenin bir tanesinin Hollanda Türk eşcinsellerinden gelen istek üzerine, Türklere ayrıldığını açıklayan Organizasyon komitesi başkanı Irene Hemelaar, Hollanda’da yaşayan Türk eşcinsellerin varlığından haberimiz var, ancak cesaret edip bu etkinlikte yer almalarından son derece mutluluk duyuyoruz dedi. Irene Hemelaar’a göre Hollanda’da eşcinsel ve lezbiyen olan Türklerin sayısı toplam 20 bin civarındaymış.